Bi faaliyet bi faaliyet yazmayı bırak banyo yapamaz oldum.Ne gelen telefonlara ne de mesajlara geri dönebildim.Dün gece yazayım dedim haydaaa Aybars bey
-hadi bana kitap oku ee tamam okudum
-olmaz bi tane daha oku......
O kadar yorulmuşum buna can mı dayanır.Uzandım yanına
-Aybars hadi bana masal anlat biri bitince bi tane daha anlat hiç bitmesin ben de uyuyayım olur mu?? Aa olur demez mi.Her ne kadar hızlı,yüksek sesli ve abuk sabuk şeyler anlattıysa da ondan önce uyuduğum bi gerçek.
Paskalya hazırlıklarım tam sürat devam etti yazamadığım süre içinde.Tavşan var yumurta var kurabiye olmaz mı hiç?? Çarşıya gittiğim gün gerekli tüm malzemeleri almıştım zaten.İnternetten bulduğum tarifle yaptığım kurabiyeler süslenince daha da yenilesi bir hal aldı. Bir yandan yumurta boyayıp onlar kurusun diye beklerken tavşanların içini doldurup,fırına bakıp,kuruyan yumurtaları tekrar boyayıp tekrar kurutup kurabiyeleri fırından çıkarıp...... bir girdabın içinden çıkıp tekrar normal dünyaya dönmek bir harika :))
Tavşanlarım son 3 boyutlu haliyle harika oldular ve bayağa beğeni topladılar.Bu arada aklıma yeni fikirler getirdiler. Neyse onu zaman içinde yaptığımda yayınlarım ;)
Yaptıklarım deneme amaçlı ve görsel oldukları için bana kaldılar bendeeee onları saksılarımın içine yerleştirdim.Harika oldular.Paskalya her ne kadar İsa'nın ölümünden sonra 3. gün dirilişi olarak inanılıp kutlansa da ben yumurta ve tavşanlarımın bereket getireceğine inanıyorum.Penceden baktığımda gözünü dikmiş bana bakan birkaç göz var ve çok komikler :)))
diktiklerim, tariflerim, prenses eteklerim, moda, sanat,oğlum neee ben derken hayat....
31 Mart 2013 Pazar
30 Mart 2013 Cumartesi
Ev yapımı hamburger
Benim oğlum Mc Donalds'ın oyuncak satan bi yer olduğunu bilir.Ben mümkün olduğunca sağlıklı beslemeye çalıştım oğlumu.Çoğu zaman başardım da.Fast food la aramız yoktur bizim.Hamburgeri bile daha yeni öğrendik diyebiliriz.Bir arkadaşım evde kızına yapıyordu benim çok hoşuma gitti ve ara ara yemek yapmadığım ya da hızlı geçiştirmemiz gereken öğünlerde gerçekten harika bir kurtarıcı oldu. Köfte ve ekmeği dondurucuda muhafaza ederek de evde sağlıklı fast food sunabilirsiniz.
Çocuk için yaptığımdan köftem baharatsız ve sadedir.Siz istediğinizi ekleyip çıkartabilirsiniz .
Malzemeler:
Köftesi için;
250 gr kıyma
1 adet soğan
1 tutam maydanoz
Tuz
Karabiber
İçi için:
Yeşil salata
1 adet küçük boy soğan
Turşu
Ketçap
Mayonez
Hardal
Hamburger ekmeği
Sıvı yağ
Yapılışı:
Soğan rendelenir ve ince ince doğranan maydonoz eklenip içine diğer kalan tüm malzeme karıştırılır. Büyük olarak toplar halinde yuvarlayıp yassılaştırılır.
Az miktarda teflon tavaya yağ döküp köfteler kızartılmaya başlanır ve halkalar halinde doğranan diğer soğan kızarmakta olan köftelerin yanında karamelize yapılır. Hamburger ekmeklerine ketçep,hardal ve mayonez sıkılır.Kızarmış olan köfte ve soğan konulur.Üzerine marul ve turşu ekleyerek servis yapılır.
Herkese afiyet olsun :)
Çocuk için yaptığımdan köftem baharatsız ve sadedir.Siz istediğinizi ekleyip çıkartabilirsiniz .
Malzemeler:
Köftesi için;
250 gr kıyma
1 adet soğan
1 tutam maydanoz
Tuz
Karabiber
İçi için:
Yeşil salata
1 adet küçük boy soğan
Turşu
Ketçap
Mayonez
Hardal
Hamburger ekmeği
Sıvı yağ
Yapılışı:
Soğan rendelenir ve ince ince doğranan maydonoz eklenip içine diğer kalan tüm malzeme karıştırılır. Büyük olarak toplar halinde yuvarlayıp yassılaştırılır.
Az miktarda teflon tavaya yağ döküp köfteler kızartılmaya başlanır ve halkalar halinde doğranan diğer soğan kızarmakta olan köftelerin yanında karamelize yapılır. Hamburger ekmeklerine ketçep,hardal ve mayonez sıkılır.Kızarmış olan köfte ve soğan konulur.Üzerine marul ve turşu ekleyerek servis yapılır.
Herkese afiyet olsun :)
Paskalya'ya hazırlık
Ben akıllanmam.Hep diyorum
-bir daha gününden önce,yapmadan önce,gelmeden önce birşey demicem diye amaa diyorum ya
"Ben iflah olmam"
Dünkü yazımda Paskalya Bayramından ve Aybars'ın yumurta boyama isteğini yazmıştım.İşte tam da bu konudan bahsediyorum.Sabah uyandı ve
- anne yumurta boyayacağız mı
-anne yumurta alıcaz mı
-anne anne anneeeee
Dedim kiiii "ağzım dilim lal olaydııııı hay dilimi eşek arıları sokaydııııı" ama ne yapalım dedik bi kere.Sadece yatağı toplayıp düştük yollara.Direkt metroya bindik ve iskelede indik geleneksel sosisli sandviçikimizi(Aybars öyle diyor) yedik tuttuk çarşının yolunu.Migrostan girdik,pasta malzemeleri yapan yerden çıktık.Çok gezdik çok yorulduk.Döndük dolandık çarşıya tekrardan geldik Cafer Erol'dan da bıldırcın yumurtası çikolatalarımızı aldıktan sonra evin yolunu tuttuk.
Çocuğum bi yemek yiyelim; yok yumurta yapalım o kadar da taviz vermek olmaz diyerek birşeyler hazırladım tabii o arada yumurtalar haşlandı.Birden dannnk etti benim yumurtalar beyaz değil.Neyse beyaz değil ama organik.Yani kendi saçınızın üstüne ne renk yapsan tutar ya benimki de o hesap.
Evde ahşap boyama ve çerçevelerimden bi dünya boya vardı bir tepsi içinde sundum Aybars'a kendime de kahve alarak koyulduk çalışmaya.Bizim organik yumurtalar biraz zor kapatılıyor.Aybars bi kısmını boyayıp kurutup tekrar bi kısmını boyayarak bayağa bi uğraştı.O yumurtaları yaparken ben de keçeden tavşan ve kendi yumurtalarımı yaptım.Aybars tüm yumurtalarını boyadıktan sonra üzerlerini süsledik ve onlara birer karakter yaptık.
Gerçekten çıkan sonuç çok hoş oldu.Hatta o kadar hoş oldu ki Aybars hiç ellemesin onları ben evde dekor olarak kullanayım ama nerdeeee
Şimdi gidip gelip yapacağımız kurabiyeleri soruyor.Yarın da evde kurabiye workshop umuz var :)))
Bugünden şunu anlıyoruzzzzzz illaki dışarıda entel anne olmak adına workshop lara katılmaya gerek yokkkkkkkk evde kendimizde yapabiliriz.
Not:ev gerçekten çok dağılıyor :(
-bir daha gününden önce,yapmadan önce,gelmeden önce birşey demicem diye amaa diyorum ya
"Ben iflah olmam"
Dünkü yazımda Paskalya Bayramından ve Aybars'ın yumurta boyama isteğini yazmıştım.İşte tam da bu konudan bahsediyorum.Sabah uyandı ve
- anne yumurta boyayacağız mı
-anne yumurta alıcaz mı
-anne anne anneeeee
Dedim kiiii "ağzım dilim lal olaydııııı hay dilimi eşek arıları sokaydııııı" ama ne yapalım dedik bi kere.Sadece yatağı toplayıp düştük yollara.Direkt metroya bindik ve iskelede indik geleneksel sosisli sandviçikimizi(Aybars öyle diyor) yedik tuttuk çarşının yolunu.Migrostan girdik,pasta malzemeleri yapan yerden çıktık.Çok gezdik çok yorulduk.Döndük dolandık çarşıya tekrardan geldik Cafer Erol'dan da bıldırcın yumurtası çikolatalarımızı aldıktan sonra evin yolunu tuttuk.
Çocuğum bi yemek yiyelim; yok yumurta yapalım o kadar da taviz vermek olmaz diyerek birşeyler hazırladım tabii o arada yumurtalar haşlandı.Birden dannnk etti benim yumurtalar beyaz değil.Neyse beyaz değil ama organik.Yani kendi saçınızın üstüne ne renk yapsan tutar ya benimki de o hesap.
Evde ahşap boyama ve çerçevelerimden bi dünya boya vardı bir tepsi içinde sundum Aybars'a kendime de kahve alarak koyulduk çalışmaya.Bizim organik yumurtalar biraz zor kapatılıyor.Aybars bi kısmını boyayıp kurutup tekrar bi kısmını boyayarak bayağa bi uğraştı.O yumurtaları yaparken ben de keçeden tavşan ve kendi yumurtalarımı yaptım.Aybars tüm yumurtalarını boyadıktan sonra üzerlerini süsledik ve onlara birer karakter yaptık.
Gerçekten çıkan sonuç çok hoş oldu.Hatta o kadar hoş oldu ki Aybars hiç ellemesin onları ben evde dekor olarak kullanayım ama nerdeeee
Şimdi gidip gelip yapacağımız kurabiyeleri soruyor.Yarın da evde kurabiye workshop umuz var :)))
Bugünden şunu anlıyoruzzzzzz illaki dışarıda entel anne olmak adına workshop lara katılmaya gerek yokkkkkkkk evde kendimizde yapabiliriz.
Not:ev gerçekten çok dağılıyor :(
28 Mart 2013 Perşembe
Çocuk olmak
Kadıköy ah Kadıköy.Dünyanın neresini verseler de Kadıköy derim.Her yerde çarşı var ama burası başka.Kokusu,çarpık düzeni yok yok.
Bir tarafta sol kesimden arkadaşlar gitar çalarken diğer tarafta Romanlar elinde darbuka,klarnet,keman şarkı söylerken diğer tarafta da bu arkadaşlar vardı.Hem çalıyor hem söylüyor hemde Cd sini satıyor.Bu adamlar bir harika.Gittik geldik döndük dolaştık kendimizi onları dinlerken bulduk.Dinleyiciler geçip fotoğraf çektirebiliyor.Yurtdışındaki gibi para vermeye de gerek yok.Abiler hallerinden memnun istiflerini de bozmuyor oh oh yani.
Fırsat bu fırsat zaten Aybars da attı hemen kendi
-anneeee benim fotoğrafımı çek
Eee bana da anı ölümsüzleştirmek kaldı.
Biz çarşıya girince çıkmak bilmeyiz.Geçtiğimiz yerden en az 3-4 kere geçeriz,dolanırız,dinleriz ve birde ördek kovalarız.Rahat yoktur hayvancıklara. İllaki dokunmamız gerekir,dokunmadan ayrılmak yoktur başlarından.Bugün kovalama seansımız erken sürdü.
Beyaz Fırın Paskalya Bayramına hazırlıklara başlamış.Boyanmış yumurtalar, tavşan ve horazdan çikolatalar vitrinlerdeki yerini almış.Bu yıl 31.mart ve 5.Nisan tarihleri arasında kutlanacak olmasına rağmen erkenden yapılan hazırlıklar beni mutlu etti.Aybars artık büyüdüğü için bazı şeyleri anlayıp ayırt edebiliyor.Paskalya bayramını anlattım ve anlattığıma da bin pişman oldum.Okula gitmediği için ( çünkü hasta ) yarın birlikte yumurta boyayacağız.Tüm gün yumurtaları ne renge boyayacağını hatta benim yumurtalarımı ne renge boyamam gerektiğini anlattı.Çarşının finalini Beyaz Fırından alınan paskalya tavşanı kekiyle yaptık :)))
Ben mutlu Aybars mutlu....
Tavuk suyuna kış çorbası
Malzemeler:
1 adet tavuk but
1 adet hindi but
1 adet soğan
3-4 diş sarımsak
1 adet havuç
1 adet tarçın kabuğu
Ceviz büyüklüğünde taze zencefil( kuruda olabilir fakat toz olmamalı)
1 çay bardağı tel şehriye
1 tutam mor reyhan (kuru ya da taze)
1 yemek kaşığı tane karabiber
1 tutam madanoz
1 lt su
Tuz
Yapılışı:
Tavuk ve hindi yıkanır tencereye konulur.İçine soğan, zencefil, havuç, tarçın ,sarımsak ve su eklenerek düdüklü tencerede fışladıktan sonra 45 dak orta hararetli ocakta pişirilir.Pişen tavuklar ayrı bir kaba alınır ve tavuk suyu süzülür.Elde ettiğimiz suyun içine ayıklanmış tavuk,tane karabiber ve şehriye eklenip 10 dakika daha pişirilir.Şehriyeler piştikten sonra tuz, reyhan ve maydanoz eklenir.İsteğe bağlı limon sıkılarak servis edilir.
Afiyet olsun :))
1 adet tavuk but
1 adet hindi but
1 adet soğan
3-4 diş sarımsak
1 adet havuç
1 adet tarçın kabuğu
Ceviz büyüklüğünde taze zencefil( kuruda olabilir fakat toz olmamalı)
1 çay bardağı tel şehriye
1 tutam mor reyhan (kuru ya da taze)
1 yemek kaşığı tane karabiber
1 tutam madanoz
1 lt su
Tuz
Yapılışı:
Tavuk ve hindi yıkanır tencereye konulur.İçine soğan, zencefil, havuç, tarçın ,sarımsak ve su eklenerek düdüklü tencerede fışladıktan sonra 45 dak orta hararetli ocakta pişirilir.Pişen tavuklar ayrı bir kaba alınır ve tavuk suyu süzülür.Elde ettiğimiz suyun içine ayıklanmış tavuk,tane karabiber ve şehriye eklenip 10 dakika daha pişirilir.Şehriyeler piştikten sonra tuz, reyhan ve maydanoz eklenir.İsteğe bağlı limon sıkılarak servis edilir.
Afiyet olsun :))
27 Mart 2013 Çarşamba
1 damla yaş akmadı öylece durdu
O bir damla yaş senin gözlerinden akmadı.Benim kalbimden, ömrümden aktı geçti.
Anneler der ya hasta olduğuna değil huyu değiştiğine yanarım.Ben ise içtiği ilaçlara yanarım.
Biz öyle başka çocuklar gibi hasta olmayız.Biz hasta olunca iyileşmemiz haftalar sürer,geceleri nöbetler geçiririz, içtiğimiz antibiyotikler yetmez bize.Bitmek bilmez hırıltımızı geçirecek bir ilaç bulunmadı daha.
Çok korkarım ben oğlum hasta olacak diye.Kimileri bana "ruh hastası" muamelesi yapar. Kimse bilmez benim oğlum astım,kimse bilmez geceleri öksürük nöbetleri geçirdiğimizde birbirimize sarılıp ağladığımızı
-anne keşke hasta olmasaydım deyipte göğüsünü tuttuğunu kimse bilmez. Ufacık bir çocuktu benim oğlum astım olduğunda. O minicik bedeninde ne krizler,ne yüksek ateşler geçirdi.39,5 bizim için sevindirici rakam olmuştur.
Küçücük yaşta öğrenmiştir astım olduğunu.Çekinmez yanında sigara içene gidip
-ben aslım hastasıyım o sigarayı benim yanımda içmemelisin demeye...
Okulda bile öğretmen parka çıkardığı zaman şapkasını takar kendini korur. Üstünde kendinden daha büyük bir yükü vardır.Alışmıştır ağzında hava maskesi çizgi film izlemeye.Şurup içmek ilaç değilde su olmuştur bizim için.
Hiç kavga etmez benimle şapka takmıcam,ağzımı kapatmıcam diye. Bizim için yaz kış yoktur.Bir çiçek poleni,bir çikolatalı pasta ya da nezle olmuş biri. Geçtimi,geçirebildim mi ya da geçiren bir ilaç ?????? Hayır
Biz öyle başka çocuklar gibi hasta olmayız.Biz hasta olunca iyileşmemiz haftalar sürer....
Anneler der ya hasta olduğuna değil huyu değiştiğine yanarım.Ben ise içtiği ilaçlara yanarım.
Biz öyle başka çocuklar gibi hasta olmayız.Biz hasta olunca iyileşmemiz haftalar sürer,geceleri nöbetler geçiririz, içtiğimiz antibiyotikler yetmez bize.Bitmek bilmez hırıltımızı geçirecek bir ilaç bulunmadı daha.
Çok korkarım ben oğlum hasta olacak diye.Kimileri bana "ruh hastası" muamelesi yapar. Kimse bilmez benim oğlum astım,kimse bilmez geceleri öksürük nöbetleri geçirdiğimizde birbirimize sarılıp ağladığımızı
-anne keşke hasta olmasaydım deyipte göğüsünü tuttuğunu kimse bilmez. Ufacık bir çocuktu benim oğlum astım olduğunda. O minicik bedeninde ne krizler,ne yüksek ateşler geçirdi.39,5 bizim için sevindirici rakam olmuştur.
Küçücük yaşta öğrenmiştir astım olduğunu.Çekinmez yanında sigara içene gidip
-ben aslım hastasıyım o sigarayı benim yanımda içmemelisin demeye...
Okulda bile öğretmen parka çıkardığı zaman şapkasını takar kendini korur. Üstünde kendinden daha büyük bir yükü vardır.Alışmıştır ağzında hava maskesi çizgi film izlemeye.Şurup içmek ilaç değilde su olmuştur bizim için.
Hiç kavga etmez benimle şapka takmıcam,ağzımı kapatmıcam diye. Bizim için yaz kış yoktur.Bir çiçek poleni,bir çikolatalı pasta ya da nezle olmuş biri. Geçtimi,geçirebildim mi ya da geçiren bir ilaç ?????? Hayır
Biz öyle başka çocuklar gibi hasta olmayız.Biz hasta olunca iyileşmemiz haftalar sürer....
Selami'in elinden evimize fide
Geleneksel olarak yapılan gül fidesi dağıtımana katılmak için Yoğutçu Parkının yolunu tuttum.Kadıköy Belediyesi Başkanı Selami Öztürk dağıtımı bizzat kendisi yaptı.
Kuyruk alabildiğine uzun ,insanlar erkenden gelip kuyruktaki yerlerini almış beklerken kaynaşmaya başlamışlar.Önce kuyruğun uzunluğunu görünce beklemeye tırstım fakat Başkan'ın gelişiyle hareketlilik başladı. Geldiği gibi röpörtaj veren Başkan akabinde dağıtım işini bizzat kendisi yaptı.
Buraya kadar herşey çok güzel ben bir köşeden dağıtımı izlerken yanımda duran beyle konuşmaya başladık.İkimizde kuyruktaki izdihama :
-Allahtan burası Moda, ya başka bir yer de olsaydık diye gülmeye başladım.Hiçbir zaman sevmemişimdir biri bana kendi isteğiyle birşey veriyorsa onu değil bunu demek.Neden Türk halkı olarak doyumsuzuz.
Bir ara
-Burada gördüğünüz bu insanlar yaz akşamları Moda Burun da burnundan kıl aldırmaz demekten kendimi alamadım. Zaman geçti ve kuyruk bitmek bilmedi.Başkanın bile dikkatini çekti ve
-Lütfen tekrar sıraya girmeyin demeye başladı.Ewet ewet bazı insanlar 4 defa sıraya girdi ve sonradan gelen insanların hakkını yedi.Yoksa orada herkese yetecek kadar gül fidesi vardı.
Dağıtım bitip dağılırken yanımda duran bir kadının arkadaşı elindeki 4 gül fidesiyle yanımıza doğru gelip
-Bizim ölümüz çok ben bunların birini Beykozdaki abimin üzerine,birini kaynımın oğlunun mezarına ..... dedi ve oradan ayrıldı.Hayat mı bu kadar pahalı mezardaki ölüsünün üzerine 1 fide alıp dikemeyecek yoksa insanlar mı bedavacı ben anlamadım.
Neyse uzun zaman olmadı fakat bir kaç haftadır Yoğurtçu Parkına gitmemiştim. Baharın geldiğini anladım.Hercai menekşeler,laleler ve zambaklar.Park renk cümbüşü içinde tablo edasıyla bambaşka bir havaya bürünmüş.Parkta bir kaç turdan sonra gül fidemi aldım ve yola devamm...
Fideyi almayı başarmış olarak olayı sonlandırmak daönemli. Aldığım saksı ve toprakla evimin yolunu tutup oğlumla diktiğim gül balkonumda ki yerini aldı. Artık beklemekten başka yapacak birşeyim yok. Umarım tutar,güzel çiçekler açar ve mis gibi kokar :)
Kuyruk alabildiğine uzun ,insanlar erkenden gelip kuyruktaki yerlerini almış beklerken kaynaşmaya başlamışlar.Önce kuyruğun uzunluğunu görünce beklemeye tırstım fakat Başkan'ın gelişiyle hareketlilik başladı. Geldiği gibi röpörtaj veren Başkan akabinde dağıtım işini bizzat kendisi yaptı.
Buraya kadar herşey çok güzel ben bir köşeden dağıtımı izlerken yanımda duran beyle konuşmaya başladık.İkimizde kuyruktaki izdihama :
-Allahtan burası Moda, ya başka bir yer de olsaydık diye gülmeye başladım.Hiçbir zaman sevmemişimdir biri bana kendi isteğiyle birşey veriyorsa onu değil bunu demek.Neden Türk halkı olarak doyumsuzuz.
Bir ara
-Burada gördüğünüz bu insanlar yaz akşamları Moda Burun da burnundan kıl aldırmaz demekten kendimi alamadım. Zaman geçti ve kuyruk bitmek bilmedi.Başkanın bile dikkatini çekti ve
-Lütfen tekrar sıraya girmeyin demeye başladı.Ewet ewet bazı insanlar 4 defa sıraya girdi ve sonradan gelen insanların hakkını yedi.Yoksa orada herkese yetecek kadar gül fidesi vardı.
Dağıtım bitip dağılırken yanımda duran bir kadının arkadaşı elindeki 4 gül fidesiyle yanımıza doğru gelip
-Bizim ölümüz çok ben bunların birini Beykozdaki abimin üzerine,birini kaynımın oğlunun mezarına ..... dedi ve oradan ayrıldı.Hayat mı bu kadar pahalı mezardaki ölüsünün üzerine 1 fide alıp dikemeyecek yoksa insanlar mı bedavacı ben anlamadım.
Neyse uzun zaman olmadı fakat bir kaç haftadır Yoğurtçu Parkına gitmemiştim. Baharın geldiğini anladım.Hercai menekşeler,laleler ve zambaklar.Park renk cümbüşü içinde tablo edasıyla bambaşka bir havaya bürünmüş.Parkta bir kaç turdan sonra gül fidemi aldım ve yola devamm...
Fideyi almayı başarmış olarak olayı sonlandırmak daönemli. Aldığım saksı ve toprakla evimin yolunu tutup oğlumla diktiğim gül balkonumda ki yerini aldı. Artık beklemekten başka yapacak birşeyim yok. Umarım tutar,güzel çiçekler açar ve mis gibi kokar :)
Elmalı- cevizli kek
Kek yapmak terapi olmuştur bana.Hiçbir zaman üşenmemişimdir kek yapmaktan.Misafire,ev oturmasına, cenazeye,hastaya her zaman kek götürmüşümdür. Çeşit çeşit renk renk.Kek sevmeyen bile sever benim kekimi.Öyle tuttururum öyle kabarır.Yamulmaz boynunu bükmez beni utandırmaz.
Tarifimi yapıpta tutturamayan,tutturupta beğenmeyen olmamıştır. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Malzemeler:
3 yumurta
1çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı yoğurt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 çorba kaşığı su
1 avuç ceviz
1 tane büyük boy elma
Aldığı kadar un
Üzeri için:
Tarçın
Toz şeker
Pudra şekeri
Yapılışı:
Yumurta , şeker ve yağı aynı anda krema kıvamına gelene kadar çırpın.İçine yoğurt ekleyip tekrar karıştırın.Unu,kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip karıştırın.İçine en son ceviz ve suyu ekleyip tekrar karıştırın.Fırın kabına döktükten sonra elmaları dilimleyip dizin,üzerine tarçın ve şekeri ekleyip 180• lik fırında 1 saat pişirin.Soğuyunca üzerine pudra şekeri ekeleyip sevis yapın.
NOT: yumurta,şeker ve yağı mikserinizin yüksek ayarında çırpın.Unu eklediğinizde ayar düşük olmalıdır.
Unu elemeden kullanmayınız.
Verdiğim ölçü resimdeki kalıp içindir.
Çok yumuşak kek sevmeyenler yoğurt ölçüsünü yarıya indirip diğer yarısını sütle tamamlayabilir.
Hamur boza kıvamından çok az daha koyu olmalıdır.Un ölçüsü kaçırıldığı taktirde yağ eklenmelidir yoksa kuru olur.
Herkese afiyet olsun :)
Tarifimi yapıpta tutturamayan,tutturupta beğenmeyen olmamıştır. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Malzemeler:
3 yumurta
1çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı yoğurt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 çorba kaşığı su
1 avuç ceviz
1 tane büyük boy elma
Aldığı kadar un
Üzeri için:
Tarçın
Toz şeker
Pudra şekeri
Yapılışı:
Yumurta , şeker ve yağı aynı anda krema kıvamına gelene kadar çırpın.İçine yoğurt ekleyip tekrar karıştırın.Unu,kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip karıştırın.İçine en son ceviz ve suyu ekleyip tekrar karıştırın.Fırın kabına döktükten sonra elmaları dilimleyip dizin,üzerine tarçın ve şekeri ekleyip 180• lik fırında 1 saat pişirin.Soğuyunca üzerine pudra şekeri ekeleyip sevis yapın.
NOT: yumurta,şeker ve yağı mikserinizin yüksek ayarında çırpın.Unu eklediğinizde ayar düşük olmalıdır.
Unu elemeden kullanmayınız.
Verdiğim ölçü resimdeki kalıp içindir.
Çok yumuşak kek sevmeyenler yoğurt ölçüsünü yarıya indirip diğer yarısını sütle tamamlayabilir.
Hamur boza kıvamından çok az daha koyu olmalıdır.Un ölçüsü kaçırıldığı taktirde yağ eklenmelidir yoksa kuru olur.
Herkese afiyet olsun :)
26 Mart 2013 Salı
Babaa gitme :(((
Hiçbirimiz bilemeyiz severek evlendiğimiz adamın gelecekte artık beraber olmayı istemediğiz adam olacağını.Kader mi kısmet mi bilinmez ama bazen 1 yastıkta kocanmıyor.Her zaman dediğim gibi
- kocanın koca koca dertleri vardır.
İstemezdim tabiki bana dert olan şeylerin oğlumun vazgeçilmezi olup onun öylece camdan
-baba gitmee diye ağlayarak kalakalmasını.Her ne kadar kolay atlaksakta büyüdüğünde birgün ailesinden söz ederken
-ben boşanmış ailenin çocuğuydum diyerek sözedecek :((
Çok öfkeli şekilde vermedim ben kararımı bekledim ve sabrettim günün birinde _senin yüzünden denilmesin diye.Oğlumla aramıza duvarlar örülmesin ya da beni suçlasın istemedim.En doğru zamandı ikimiz içinde (aybars ve ben)
Hiçbir zaman hırslarımın,öfkelerimin,kızgınlıklarımın kurbanı olmadım. Soyutlamadım, kötülemedim sev dedim her zaman çok sev,sev çünkü o senin baban.Ayağına kadar götürdüm ben oğlumu çok hasta olduğumda bile.Başım masaların üstündeyken bile vazgeçmedim götürmekten.Babasının hakedip etmediğini sorgulamadım.Tek doğru vardı benim için -Aybars babasını çok seviyor o her istediğinde babasını görecek.Telkin ettim oğlumu baban seni çok seviyor sadece artık bizimle yaşamıyor diye.Eve aldım ayrıldığım adamı.O benim ayrıldığım adam diye düşünmedim o benim oğlumun babası dedim.
Yetti mi yetmedi.Yetmeyecekte.Bir yanı eksik kalacak başka çocuklar gibi evine akşamları gelen bir babası olmadığı için .....
- kocanın koca koca dertleri vardır.
İstemezdim tabiki bana dert olan şeylerin oğlumun vazgeçilmezi olup onun öylece camdan
-baba gitmee diye ağlayarak kalakalmasını.Her ne kadar kolay atlaksakta büyüdüğünde birgün ailesinden söz ederken
-ben boşanmış ailenin çocuğuydum diyerek sözedecek :((
Çok öfkeli şekilde vermedim ben kararımı bekledim ve sabrettim günün birinde _senin yüzünden denilmesin diye.Oğlumla aramıza duvarlar örülmesin ya da beni suçlasın istemedim.En doğru zamandı ikimiz içinde (aybars ve ben)
Hiçbir zaman hırslarımın,öfkelerimin,kızgınlıklarımın kurbanı olmadım. Soyutlamadım, kötülemedim sev dedim her zaman çok sev,sev çünkü o senin baban.Ayağına kadar götürdüm ben oğlumu çok hasta olduğumda bile.Başım masaların üstündeyken bile vazgeçmedim götürmekten.Babasının hakedip etmediğini sorgulamadım.Tek doğru vardı benim için -Aybars babasını çok seviyor o her istediğinde babasını görecek.Telkin ettim oğlumu baban seni çok seviyor sadece artık bizimle yaşamıyor diye.Eve aldım ayrıldığım adamı.O benim ayrıldığım adam diye düşünmedim o benim oğlumun babası dedim.
Yetti mi yetmedi.Yetmeyecekte.Bir yanı eksik kalacak başka çocuklar gibi evine akşamları gelen bir babası olmadığı için .....
25 Mart 2013 Pazartesi
Kirpinin yawrusu pamuk
Kimse şişşşt desin bile istemem ben oğluma.Ben kimseninkine demem çünkü.Her anne baba için en özel çocuk kendi çocuğudur katılıyorum.
Zor geçen 26 ayımız oldu.Çok ağladık çok güldük,çok savaştık sadece ikimiz değil etrafımızdakilerle de savaştık.Açıklamalar ve ifadelerle geçen koskoca 26 ay.Şaka gibi bu kadar ağlayan bir çocuk nasıl bu kadar mutlu olur nasıl laf dinler itaat eder.
Arkadaşlarımı evimde ağırladım ben. Oğlum öğle uykusuna yattığında bir yerlere gidebildim,insanları ehledim.Sadece düzeni bozulmasın istedim. Öğünlük pişirdim yemeklerini,hergün sabahtan yoğurt mayaladım ara öğününe yetişsin diye. Pazardan kilo kilo elma, havuç, kereviz, kırmızı pancar taşıdım sıkayımda içsin diye.Hiç üşenmedim meyve sıkacağını yıkamaktan.Hergün 1 köfte ızgara yaptım et yesin kan değerleri yükselsin diye, et ürünleriyle süt ürünlerini hiç karıştırmadım vitamini kaybolmasın,yazdan salçamı tarhanamı ben yaptım GDO lu birşey yemedin diye.....
Bunun yanında otoriter bir anne oldum ben.Bakışımla bile ne demek istediğimi anladı benim oğlum.Çok öptüm çok sevdim her dediğini yaptım oda duracağı yeri bildi.
Çok konuşur benim oğlum şimdi bu yazımı okuyan herkes benim ki daha çok konuşuyor der gibi ama biz herkesten çok konuştuk herkesten daha çok eğlenceli bir çocuk olduk.Kadıköy çarşıda herkes tanır bizi.Balıkçımız vardır bize her çarşıya gittiğimizde deniz atı veren.Nalburumuz vardır bizim alış veriş yapmasakta önünden geçerken
-heyyy örümcek adam fışıl fışık yapan, fırınımız vardır her gittiğimizde bize makaron veren,kuruyemişcimiz vardır almasakta yiyebildiğimiz,ritüelleri vardır oğlumun neyin nerden alınacağını bilir ordan değilse yemez aradaki farkı ayırt eder.oyuncakçıya gireriz biz sadece bakıcam der. Bakar ve çıkar sözünü tutar çoğu zaman.Kimseye kendini elletmez ama yinede seveni çoktur.Şeytan tüyü vardır yıldızı şirindir nereye gitsek uyum gösterir kendine hayran ettirir.
Bazen aşık olur çok sever yatar kalkar onun adını söyler,hediyeler alır,resimler çizer hatta beni unutur ama birden bırakır hiç sevmemiş gibi bıçak gibi keser anlam veremezsin.
İstediği filmi kendi takar DVD ye yardım istemez benden.Geceleri ehletmez kendini kalkar televizyonunu izler uykusu gelince kapatır yatar.Sabah ekonomi haberleri izler borsa takip eder şaka şaka :)))
Sarışın renkli gözlü uzun saçlı kızlar sever yaş sınırının olmadığı ama görünce utanır sanki tiyatroda sahneye onlarca insanın karşısına çıkan o değilmiş gibi.Bir yeri acıyınca gelir öp anne der geçtimi diye sorunca geçti der. Pupuşum,aşkitom,guguşum diye seslenir bana.Sabah uyanınca sabah sarılması yapar yapmadıysam da hatılatır öyle yaptırır.Sorumluluklarını bilir dikkat eder.Anlaşırız biz oğlumla çoğu zaman o beni idare eder kızamam bile.Ceza veririm kimi zaman ama odasına kapatmam yalnız bırakmam.Bazen arkadaş oluruz bazen o benim annem.Annanesiyle çatışma halindedir kabul edemez beni annemin doğurduğunu.Tembihler beni -seni ben doğurdum bana anne diyeceksin diye.Ben kimi seviyorsam o onu sevmez kabul etmez ondan başka birşey sevmemi.Başkalarını kızdırmayı çok sever hele karşı tarafı ağlatıyorsa zaferler kazanmış edasıyla göğsünü kabartır dalga geçer.....
Anlatmakla bitmez benim oğlum birlikte yaşamak gerekir.
5 yaşına geldi artık ve hızla büyüyor.Büyüdükçe mesafelerimiz olmadı bizim.Her geçen gün dahada yakın olduk birbirimize.Hayata birlikte tutunmaya çalışıyoruz.Dua eder benim oğlum eteklerimi satıp ona oyuncak almam için.
Anneyim ben oğlumu çok severim kimseye laf söyletmem beni üzmezken,hayatımın erkeğini bulup hayatımın aşkını yaşarken :))
Zor geçen 26 ayımız oldu.Çok ağladık çok güldük,çok savaştık sadece ikimiz değil etrafımızdakilerle de savaştık.Açıklamalar ve ifadelerle geçen koskoca 26 ay.Şaka gibi bu kadar ağlayan bir çocuk nasıl bu kadar mutlu olur nasıl laf dinler itaat eder.
Arkadaşlarımı evimde ağırladım ben. Oğlum öğle uykusuna yattığında bir yerlere gidebildim,insanları ehledim.Sadece düzeni bozulmasın istedim. Öğünlük pişirdim yemeklerini,hergün sabahtan yoğurt mayaladım ara öğününe yetişsin diye. Pazardan kilo kilo elma, havuç, kereviz, kırmızı pancar taşıdım sıkayımda içsin diye.Hiç üşenmedim meyve sıkacağını yıkamaktan.Hergün 1 köfte ızgara yaptım et yesin kan değerleri yükselsin diye, et ürünleriyle süt ürünlerini hiç karıştırmadım vitamini kaybolmasın,yazdan salçamı tarhanamı ben yaptım GDO lu birşey yemedin diye.....
Bunun yanında otoriter bir anne oldum ben.Bakışımla bile ne demek istediğimi anladı benim oğlum.Çok öptüm çok sevdim her dediğini yaptım oda duracağı yeri bildi.
Çok konuşur benim oğlum şimdi bu yazımı okuyan herkes benim ki daha çok konuşuyor der gibi ama biz herkesten çok konuştuk herkesten daha çok eğlenceli bir çocuk olduk.Kadıköy çarşıda herkes tanır bizi.Balıkçımız vardır bize her çarşıya gittiğimizde deniz atı veren.Nalburumuz vardır bizim alış veriş yapmasakta önünden geçerken
-heyyy örümcek adam fışıl fışık yapan, fırınımız vardır her gittiğimizde bize makaron veren,kuruyemişcimiz vardır almasakta yiyebildiğimiz,ritüelleri vardır oğlumun neyin nerden alınacağını bilir ordan değilse yemez aradaki farkı ayırt eder.oyuncakçıya gireriz biz sadece bakıcam der. Bakar ve çıkar sözünü tutar çoğu zaman.Kimseye kendini elletmez ama yinede seveni çoktur.Şeytan tüyü vardır yıldızı şirindir nereye gitsek uyum gösterir kendine hayran ettirir.
Bazen aşık olur çok sever yatar kalkar onun adını söyler,hediyeler alır,resimler çizer hatta beni unutur ama birden bırakır hiç sevmemiş gibi bıçak gibi keser anlam veremezsin.
İstediği filmi kendi takar DVD ye yardım istemez benden.Geceleri ehletmez kendini kalkar televizyonunu izler uykusu gelince kapatır yatar.Sabah ekonomi haberleri izler borsa takip eder şaka şaka :)))
Sarışın renkli gözlü uzun saçlı kızlar sever yaş sınırının olmadığı ama görünce utanır sanki tiyatroda sahneye onlarca insanın karşısına çıkan o değilmiş gibi.Bir yeri acıyınca gelir öp anne der geçtimi diye sorunca geçti der. Pupuşum,aşkitom,guguşum diye seslenir bana.Sabah uyanınca sabah sarılması yapar yapmadıysam da hatılatır öyle yaptırır.Sorumluluklarını bilir dikkat eder.Anlaşırız biz oğlumla çoğu zaman o beni idare eder kızamam bile.Ceza veririm kimi zaman ama odasına kapatmam yalnız bırakmam.Bazen arkadaş oluruz bazen o benim annem.Annanesiyle çatışma halindedir kabul edemez beni annemin doğurduğunu.Tembihler beni -seni ben doğurdum bana anne diyeceksin diye.Ben kimi seviyorsam o onu sevmez kabul etmez ondan başka birşey sevmemi.Başkalarını kızdırmayı çok sever hele karşı tarafı ağlatıyorsa zaferler kazanmış edasıyla göğsünü kabartır dalga geçer.....
Anlatmakla bitmez benim oğlum birlikte yaşamak gerekir.
5 yaşına geldi artık ve hızla büyüyor.Büyüdükçe mesafelerimiz olmadı bizim.Her geçen gün dahada yakın olduk birbirimize.Hayata birlikte tutunmaya çalışıyoruz.Dua eder benim oğlum eteklerimi satıp ona oyuncak almam için.
Anneyim ben oğlumu çok severim kimseye laf söyletmem beni üzmezken,hayatımın erkeğini bulup hayatımın aşkını yaşarken :))
Kuzenle öğle yemeği
Kalbim buruktur benim.Çok sevdiğim için galiba.Ne çok yakın olduk ne çok uzak olduk birbirimize.Ayrılmış anne ve babanın çocuğudur benim kuzenim.Nedeni budur aramızdaki mesafelerin :((
Ne olursa olsun candır bi parçadır.Kalbimi burkmuştur bilerek yapmamıştır ama hep sorgulamışımdır bu konuyu neden diye.Küçüktüm ayrı düştüğümüzde o benden de küçüktü o zaman anlayamamıştım.Zaman geçip büyüdükçe ,ben evlendikten sonra ya da anne olduktan sonra içimdeki tüm anaçlığın dışavurumundan nasibini alanlardandır.Aradaki mesafeleri kapamak istemişimdir aramaya sormaya başladım ama bizim hatun üniversiteli aklı beş karış havada benim gibi evli çocuklu kadını ne etsin :))
Yeri geldi o aradı yeri geldi ben aradım ya da hiç kimse aramadı.Aradan yıllar geçti bizim kız mezun oldu çalışır oldu.O zaman da çalışıyorum yoğunum oldu.Birgün bir paylaşım sitesinde istemeye geldiklerini gördüm :(
İyiki arkadaşız yoksa onuda göremiyecektik,sonrada nişan oldu.Yanında olamadığım için kalbim buruktur.Annanemdeki bayram ziyaretimiz sırasında sevdiği adamı takmış koluna geldi.Mutluydu önemli olanda onun mutlu olmasıydı.Peki benim duygularım ben neden üzgünüm neden buruğum benim kuzenim bu kadar mutlu aşık .....
Çünkü yanında değilim olamadım paylaşamadık.Akabinde evlendi kuzum.Ben ona baktıkça ağlamak istedim ağlamak istedim ağlamak istedim:((
Onun o mutlu gününde ben ona tavır yaptım nikahına gitmek istemedim (iyiki gitmişim) kalbim daha da parçalanıcak diye ama annem bana ben teyzeme teyzem anneme destek atladık gittik.Hani filmlerde olur ya etraf flu olur bi o parlar işte o öyleydi benim gözümde gelin arabasından inerken.Baktı iyiki geldiniz gibi sarıldım öptüm ağlamamak için kendimi tutarak.Bakmaya kıyamadım olmuş peri kızı..
Neyse aramızdaki uçurumlar zamanla kapanıcak...
Veee bugün kuzenimle buluştuk.Benim peri kızım şimdi 4,5 aylık anne adayı.Yuppiiii
Kızımız olacak hayırlısıyla.Çok güzel olmuş sarıldık birbirimize birşey hissettim aa şaka gibi tekmeliyor bizim hanım efendi, teyzesinin gülüüüü.Adı bile hazır kızımızın.Ama söylememmm
Beraber oturduk konuştuk sevdiği adamdan, hamileliğinden, annesinden,annemden ve dayımdan.Hala gülüyorum.Bizim bir dayımız var,var ki evlere şenlik.Ağlanıcak bi olayı onunla bağdaştırıp kahkaha krizine girebilirsin..Konuştuk konuştuk konuştuk.Zaman yetmedi birlikte çalıştığı firmaya gittik.Kaderde elinden kahve içmekte varmış.Ellerine sağlık kuzicim.Bizim kuzinin çalıştığı firma metro yapıyor.Ben gittim gördüm çok güvenilir gönül rahatlığıyla binebilirsiniz.Oturduk ofisinde güldük yine çok güldük.Yan masada çalışan arkadaşı kulağı bizde bıyık altından oda güldü.
Artık gitme vakti geldi Karaköy-Kadıköy vapuruna attım kendimi yüzümde bir gülmeyle.İlk defa ondan ayrılırken buruk değildim.Mutlydum :)
Şunu anladım ki mesafeler tavır yapmadan,affederek ve sevdiğini söyleyerek aşılıyor.
Seviyorum hem de çok iyiki var hayatımda iyiki benim kuzenim :))
Ne olursa olsun candır bi parçadır.Kalbimi burkmuştur bilerek yapmamıştır ama hep sorgulamışımdır bu konuyu neden diye.Küçüktüm ayrı düştüğümüzde o benden de küçüktü o zaman anlayamamıştım.Zaman geçip büyüdükçe ,ben evlendikten sonra ya da anne olduktan sonra içimdeki tüm anaçlığın dışavurumundan nasibini alanlardandır.Aradaki mesafeleri kapamak istemişimdir aramaya sormaya başladım ama bizim hatun üniversiteli aklı beş karış havada benim gibi evli çocuklu kadını ne etsin :))
Yeri geldi o aradı yeri geldi ben aradım ya da hiç kimse aramadı.Aradan yıllar geçti bizim kız mezun oldu çalışır oldu.O zaman da çalışıyorum yoğunum oldu.Birgün bir paylaşım sitesinde istemeye geldiklerini gördüm :(
İyiki arkadaşız yoksa onuda göremiyecektik,sonrada nişan oldu.Yanında olamadığım için kalbim buruktur.Annanemdeki bayram ziyaretimiz sırasında sevdiği adamı takmış koluna geldi.Mutluydu önemli olanda onun mutlu olmasıydı.Peki benim duygularım ben neden üzgünüm neden buruğum benim kuzenim bu kadar mutlu aşık .....
Çünkü yanında değilim olamadım paylaşamadık.Akabinde evlendi kuzum.Ben ona baktıkça ağlamak istedim ağlamak istedim ağlamak istedim:((
Onun o mutlu gününde ben ona tavır yaptım nikahına gitmek istemedim (iyiki gitmişim) kalbim daha da parçalanıcak diye ama annem bana ben teyzeme teyzem anneme destek atladık gittik.Hani filmlerde olur ya etraf flu olur bi o parlar işte o öyleydi benim gözümde gelin arabasından inerken.Baktı iyiki geldiniz gibi sarıldım öptüm ağlamamak için kendimi tutarak.Bakmaya kıyamadım olmuş peri kızı..
Neyse aramızdaki uçurumlar zamanla kapanıcak...
Veee bugün kuzenimle buluştuk.Benim peri kızım şimdi 4,5 aylık anne adayı.Yuppiiii
Kızımız olacak hayırlısıyla.Çok güzel olmuş sarıldık birbirimize birşey hissettim aa şaka gibi tekmeliyor bizim hanım efendi, teyzesinin gülüüüü.Adı bile hazır kızımızın.Ama söylememmm
Beraber oturduk konuştuk sevdiği adamdan, hamileliğinden, annesinden,annemden ve dayımdan.Hala gülüyorum.Bizim bir dayımız var,var ki evlere şenlik.Ağlanıcak bi olayı onunla bağdaştırıp kahkaha krizine girebilirsin..Konuştuk konuştuk konuştuk.Zaman yetmedi birlikte çalıştığı firmaya gittik.Kaderde elinden kahve içmekte varmış.Ellerine sağlık kuzicim.Bizim kuzinin çalıştığı firma metro yapıyor.Ben gittim gördüm çok güvenilir gönül rahatlığıyla binebilirsiniz.Oturduk ofisinde güldük yine çok güldük.Yan masada çalışan arkadaşı kulağı bizde bıyık altından oda güldü.
Artık gitme vakti geldi Karaköy-Kadıköy vapuruna attım kendimi yüzümde bir gülmeyle.İlk defa ondan ayrılırken buruk değildim.Mutlydum :)
Şunu anladım ki mesafeler tavır yapmadan,affederek ve sevdiğini söyleyerek aşılıyor.
Seviyorum hem de çok iyiki var hayatımda iyiki benim kuzenim :))
24 Mart 2013 Pazar
Kitap kitap ve yine kitap :)
Hiç tükenmeden alacağım tek şeydir herhalde.Yeter ki istesin.Almaya doyamadık.En sevdiğimdir İş Bankası Yayınları.Oranın kokusu bile bir başkadır.Baylan'a gidenler bilir içeriye girdiğinde kendine has bir kokusu vardır çekersin içine işte burasıda benim için öyle.İllaki almama gerek yok biz bazen oğlumla gider bakarız kitaplara.Kimse birşey demez kimse karışmaz otururuz o minik sandalyelere merak edipte almadıklarımızı inceleriz.
Bazı ritüeller vardır olmazsa olmazlardan tüm annelere söylüyorum her çocuğun buradan bir kitabı olmalı.Alıp okuduğunuz zaman anlatımın,hikayenin,resimlerin ve renkler farkına varıyorsunuz.
Biz bugün annane dönüşü çarşıya uğradık ve -anneeee kitap alalımlarının sonucu Bremen Mızıkacıları ve Kaplumbağa ile Tavşan .Daha yolda poşeti açıp resimlerine bakmaya cebelleşirken metroda oturarak bakma fırsatını yakaladı.Merakımız bi nebzede olsa geçti ama tek merakımız kitaplar değildi tabii.Aylık dergimiz Meraklı Minik'in kardeşi :)) Bilim Çocuk. O kadar dergi aldım ve çoğunu düzenli almama rağmen oyuncaktan bile daha güzel oyunlar veren Meraklı Minik dergisidir.Çok büyük paralara gerek yok.Bir çocuk kağıttan bir oyunla bile çok çok mutlu olabiliyor.Bu ay itibari ilede Bilim Çocuk dergisinede başlamış bulunmaktayım.
Keşke pazar günleri daha uzun olsa 1 gün değilde 2 gün falan sürse :)) Bugün bize yetmedi.daha film izleyeceğiz sonra okul deneyimiz var fasülye filizlendireceğiz thatta küçük bey izlemeye başladı bile gitmem gerek herkese keyifli pazarlar
Bazı ritüeller vardır olmazsa olmazlardan tüm annelere söylüyorum her çocuğun buradan bir kitabı olmalı.Alıp okuduğunuz zaman anlatımın,hikayenin,resimlerin ve renkler farkına varıyorsunuz.
Biz bugün annane dönüşü çarşıya uğradık ve -anneeee kitap alalımlarının sonucu Bremen Mızıkacıları ve Kaplumbağa ile Tavşan .Daha yolda poşeti açıp resimlerine bakmaya cebelleşirken metroda oturarak bakma fırsatını yakaladı.Merakımız bi nebzede olsa geçti ama tek merakımız kitaplar değildi tabii.Aylık dergimiz Meraklı Minik'in kardeşi :)) Bilim Çocuk. O kadar dergi aldım ve çoğunu düzenli almama rağmen oyuncaktan bile daha güzel oyunlar veren Meraklı Minik dergisidir.Çok büyük paralara gerek yok.Bir çocuk kağıttan bir oyunla bile çok çok mutlu olabiliyor.Bu ay itibari ilede Bilim Çocuk dergisinede başlamış bulunmaktayım.
Keşke pazar günleri daha uzun olsa 1 gün değilde 2 gün falan sürse :)) Bugün bize yetmedi.daha film izleyeceğiz sonra okul deneyimiz var fasülye filizlendireceğiz thatta küçük bey izlemeye başladı bile gitmem gerek herkese keyifli pazarlar
23 Mart 2013 Cumartesi
Tiyatro " sahne tozunu yuttuk bi kere "
Hiç anlamamışımdır sanki bizim çocukluğumuzda tiyatro yokmuydu ??
Neden bizim annelerimiz bizi sosyal faliyetlere katmazdı.İmkanlar mı?? Yoksa onlarıda yönlendiren mi yoktu?? Ya da annelerimizin mücadeleri daha başkaydı ...
Benim annem altın günlerine katılırdı.15 günde bir olurdu ama ne kalabalık olurdu.Ne kekler pastalar olurdu işte bizim sosyal aktivitemizde altın günleriydi.Toplanırdık çelik çocuk...
Artık devir değişti.Artık devir entel annelerin devri.Bale, jimlastik,drama,tiyatro ve daha bir çoğu.Çocuklardan ziyade anneler hırs etti.Çocukları yapamadıklarımızı yapmaya zorlar olduk.Neyse ki hırslarından arınmış bi anneyim :) kendimi övmüş gibi olmayayım
Oğlum ne yapmak isterse onu yapar sonuçta önemli olan onun mutluluğu değilmi?
Ama söz konusu yönlendirmek.Ön yargılı olmamalı insan.Bu şekilde yönlendirilmeli bir çocuk.Ben her zaman
-yapmadan bilemezsin bi gidelim beğenmezsen yapmayız ve sen bunu çok seversin diyorum.Çoğu zaman yanılmam :)
İlk tiyatro deneyimimizi hatırlıyorum gayet güzel ve cool şekilde başlayan oyun ilk 15 dakikada sahnenin dekorunun park olmasıyla sahneye kendini atmak istenesi ile zar ve zor bir şekilde sona erdi.Ne gündü amaa
Daha sonra yuvayla defalarca oyunlara gitti ve hiç şikayet gelmedi.Bu Nesrin'ciğimin sevgiside olabilir.Artık sahnenin tozunu yutmuştu oğlum.Kabiliyetide var benim fikrimde aynı şekilde ama tanıştığım birkaç tiyatro
eğitmeni kesinlikle çok yetenekli olduğunu ve yönlendirmem gerektiğini.
Evett seneye yaratıcı drama bizi bekler.Bizde o zamana kadar her haftamızı tiyatroyla doldurmaya çalışıyoruz.Barış Manço Kültür Merkezinin birçok oyununu izledikten sonra Devlet Tiyatrolarına başladık.Şu an Haldun Taner'e gidiyoruz.Sezonuda burada kapatırız gibi gözükyor ama varsa önerisi olan kaçırmam :)
Bugünde olağan haftasonu tiyatro günümüz.Bilet bulma ümidiyle teyzemide yanıma alarak koyuldum tiyatro yoluna.
Aaaaa ne mi oldu?? Teyzem ve Aybars oyuna girdi ben ne bilet bulabildim ne aradan girebildim kaldım dışarda :(((
Teyzem şanslı kadınmış walla :)) Aybars'la tiyatroya gitmek bir keyiftir.Sen sanarsınki oyun sshnede oynanıyor.Hayır tam aksine esas tiyatro Aybars'ın olduğu yerdedir.O çene bi saniye kapanmaz herşeye bir yorum vardır ve - bişey söyleyebilirmiyim ??? hiç bitmez.Sağımız solumuz oyunu bırakır bize gülmeye başlar :))
Bugünün şanslı ve mutlu insanı teyzem oldu.
Dışarıda kalan ben de Nisan 20 ' de oynayacak olan "3 kardeş ve muhteşem kurt" oyununun biletlerini aldım.Önümüzdeki ayın Nisan olması nedeniyle 29. Çocuk Şenliği dolayısıyla 22-28 Nisan arası çocuk oyunları ücretsizdirrrrr :)))
Ben orada olacağım sizide beklerizzz
Neden bizim annelerimiz bizi sosyal faliyetlere katmazdı.İmkanlar mı?? Yoksa onlarıda yönlendiren mi yoktu?? Ya da annelerimizin mücadeleri daha başkaydı ...
Benim annem altın günlerine katılırdı.15 günde bir olurdu ama ne kalabalık olurdu.Ne kekler pastalar olurdu işte bizim sosyal aktivitemizde altın günleriydi.Toplanırdık çelik çocuk...
Artık devir değişti.Artık devir entel annelerin devri.Bale, jimlastik,drama,tiyatro ve daha bir çoğu.Çocuklardan ziyade anneler hırs etti.Çocukları yapamadıklarımızı yapmaya zorlar olduk.Neyse ki hırslarından arınmış bi anneyim :) kendimi övmüş gibi olmayayım
Oğlum ne yapmak isterse onu yapar sonuçta önemli olan onun mutluluğu değilmi?
Ama söz konusu yönlendirmek.Ön yargılı olmamalı insan.Bu şekilde yönlendirilmeli bir çocuk.Ben her zaman
-yapmadan bilemezsin bi gidelim beğenmezsen yapmayız ve sen bunu çok seversin diyorum.Çoğu zaman yanılmam :)
İlk tiyatro deneyimimizi hatırlıyorum gayet güzel ve cool şekilde başlayan oyun ilk 15 dakikada sahnenin dekorunun park olmasıyla sahneye kendini atmak istenesi ile zar ve zor bir şekilde sona erdi.Ne gündü amaa
Daha sonra yuvayla defalarca oyunlara gitti ve hiç şikayet gelmedi.Bu Nesrin'ciğimin sevgiside olabilir.Artık sahnenin tozunu yutmuştu oğlum.Kabiliyetide var benim fikrimde aynı şekilde ama tanıştığım birkaç tiyatro
eğitmeni kesinlikle çok yetenekli olduğunu ve yönlendirmem gerektiğini.
Evett seneye yaratıcı drama bizi bekler.Bizde o zamana kadar her haftamızı tiyatroyla doldurmaya çalışıyoruz.Barış Manço Kültür Merkezinin birçok oyununu izledikten sonra Devlet Tiyatrolarına başladık.Şu an Haldun Taner'e gidiyoruz.Sezonuda burada kapatırız gibi gözükyor ama varsa önerisi olan kaçırmam :)
Bugünde olağan haftasonu tiyatro günümüz.Bilet bulma ümidiyle teyzemide yanıma alarak koyuldum tiyatro yoluna.
Aaaaa ne mi oldu?? Teyzem ve Aybars oyuna girdi ben ne bilet bulabildim ne aradan girebildim kaldım dışarda :(((
Teyzem şanslı kadınmış walla :)) Aybars'la tiyatroya gitmek bir keyiftir.Sen sanarsınki oyun sshnede oynanıyor.Hayır tam aksine esas tiyatro Aybars'ın olduğu yerdedir.O çene bi saniye kapanmaz herşeye bir yorum vardır ve - bişey söyleyebilirmiyim ??? hiç bitmez.Sağımız solumuz oyunu bırakır bize gülmeye başlar :))
Bugünün şanslı ve mutlu insanı teyzem oldu.
Dışarıda kalan ben de Nisan 20 ' de oynayacak olan "3 kardeş ve muhteşem kurt" oyununun biletlerini aldım.Önümüzdeki ayın Nisan olması nedeniyle 29. Çocuk Şenliği dolayısıyla 22-28 Nisan arası çocuk oyunları ücretsizdirrrrr :)))
Ben orada olacağım sizide beklerizzz
Sonrası çorap söküğüüü
Diktim diktim ve diktim.Her davete özel ya da babetle giyildiğinde günlük bir etek altına üstüne ne giyersen o olacak türden...
Sonraa ceket ah o payetli ceket almak isteyipte bi türlü bulamadığım bulduğumda ise bu kadar pahalı olmamalı deyipte alamadığım ceket.Aslında sahip olmak ne kadarda kolaymış.Şimdi ben demeyim de kimler desin Hayaldi Gerçek Oldu Yaptım Olduuuuuu
Sonraa ceket ah o payetli ceket almak isteyipte bi türlü bulamadığım bulduğumda ise bu kadar pahalı olmamalı deyipte alamadığım ceket.Aslında sahip olmak ne kadarda kolaymış.Şimdi ben demeyim de kimler desin Hayaldi Gerçek Oldu Yaptım Olduuuuuu
Bulduğum kumaşı diktim
Ewet ewet aynen öyle yaptım.Bulduğum kumaşı diktim.Hatta bu bluzu 50 cm kumaştan yapmışımdır.Kalıbı hemen çıkartıp oturup diktiğim anı hatırlıyorum inandıramamıştım kimseyi hemen diktiğime :))
22 Mart 2013 Cuma
Veeee Prenses Etek'imm :))
Ahh ahh ne güzel şeyler yaparmışım ben ama neden yapmamışım bende anlamadım.Aslında mağazalarda bu tarz etekler çok pahalı imiş halbuki ben kendime renk renk desen desen dikenilirim veee öylede yaptım :)
Dikiş dikmekten nefret ederken okul hayatım boyunca birgün hobi haline getireceğimi düşünemezdim.
Ben dikiş dikiyorum oğlum da fotoğraf karelerime ayrı bir hava katar oldu.İnstagramdaki paylaşımlarımda artistik pozlarımızında sayesinde takipçilerim çoğaldı.
Dikiş dikmekten nefret ederken okul hayatım boyunca birgün hobi haline getireceğimi düşünemezdim.
Ben dikiş dikiyorum oğlum da fotoğraf karelerime ayrı bir hava katar oldu.İnstagramdaki paylaşımlarımda artistik pozlarımızında sayesinde takipçilerim çoğaldı.
Anne-Kız etek'im
İşin ticari boyutuna işte bu etekle başladım.Aslında önce kendime dikicektim bu eteği ama prototip olsun diye çocuk eteği diktim.Tülün kumaşın üstünde nasıl duracağını görmek için .Sanmayın olmadı oldu olmasına ama kabarık olmadı:(
Deneme dikmenin faydasıda burda işte.Kendi eteğim için beklentime karşılık vermesede arkadaşımın kızı için ideal bir etek oldu :)))
Deneme dikmenin faydasıda burda işte.Kendi eteğim için beklentime karşılık vermesede arkadaşımın kızı için ideal bir etek oldu :)))
İlk diktiğim elbisem :)
Önce Burda dergileri almakla başladı herşey.Sonra kumaş ...
Aldık almasına ama 10 derginin yanında 1 m kumaş çok komik kaldı.Ne diksem ne diksem derken kolay birşey olsun benim olsun dedim ve tataaaaaam
Üstüme göre oldu :) Bende hiç vakit kaybetmedim giydim.Macera bu şekilde başladı.....
Aldık almasına ama 10 derginin yanında 1 m kumaş çok komik kaldı.Ne diksem ne diksem derken kolay birşey olsun benim olsun dedim ve tataaaaaam
Üstüme göre oldu :) Bende hiç vakit kaybetmedim giydim.Macera bu şekilde başladı.....
Bir yerden başlamak lazım bekle bekle nereye kadar
İnternet mucizesi blogg gelmiştir bana takiiiiiii instagramı keşfedene kadar derdimmmmm amaaaa heves olarak kaldı.Ewet internet mucizeci bloggg yuppiii.
Sloganım hayaldi gerçek oldu yaptım oldu biraz Ali Ağaoğlu vari oldu ama napalım yaptım oldu.
Bir kadın vardı blogger gıpta edilecek türden herkes hayran , saygınlığı var o yapıyor (iyide yapıyor) eee ben bu işin okulunu okudum ben neden yapmıyorum.Sonra bi arkadaşım verdi gazı verdi gazı ilk iş instagramdaki sayfamda yaptıklarımı yayınlamak oldu.Çokta beğenildi.Her yaptığımdan sonra taktir almak çok hoşuma gitti ve gittikçede kendimi aştım her yeni eserimde :)
Sonra ki safha facebook ta sayfa açmak ve arkadaşlarımın arkadaşlarına ulaşmak oldu.Yaptım oldu zamanla dahada güzel olacak.
Dikiş Perisi kariyerimin başlangıç noktasıdır.Sayfalarımda sadece diktiklerimi paylaştım ama blogg'umda diktiklerimin yapılış aşamasını,yapılışını,yemeklerimi,kedimi,semenderlerimi,beni,seni,oğluşumu ,annelik tecrübelerimi yani herşeyiyle hayatı paylaşacağıız.
Hadi bakalım bismillah :))
Sloganım hayaldi gerçek oldu yaptım oldu biraz Ali Ağaoğlu vari oldu ama napalım yaptım oldu.
Bir kadın vardı blogger gıpta edilecek türden herkes hayran , saygınlığı var o yapıyor (iyide yapıyor) eee ben bu işin okulunu okudum ben neden yapmıyorum.Sonra bi arkadaşım verdi gazı verdi gazı ilk iş instagramdaki sayfamda yaptıklarımı yayınlamak oldu.Çokta beğenildi.Her yaptığımdan sonra taktir almak çok hoşuma gitti ve gittikçede kendimi aştım her yeni eserimde :)
Sonra ki safha facebook ta sayfa açmak ve arkadaşlarımın arkadaşlarına ulaşmak oldu.Yaptım oldu zamanla dahada güzel olacak.
Dikiş Perisi kariyerimin başlangıç noktasıdır.Sayfalarımda sadece diktiklerimi paylaştım ama blogg'umda diktiklerimin yapılış aşamasını,yapılışını,yemeklerimi,kedimi,semenderlerimi,beni,seni,oğluşumu ,annelik tecrübelerimi yani herşeyiyle hayatı paylaşacağıız.
Hadi bakalım bismillah :))
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
















































