Sabah kalkıp telefonumu açtığım annemden gelen onlarca aramanın nedenini merek ederek aradığımda
-hadi gel Feshane'de Ordu günleri varmış gidelim mi sorusuyla karşılaştım.Severim ben rutinimde olmayan şeyleri yapmayı.En azından ayrı bir deneyimdir benim için.Atladık vapura geçtik Eminönü'ne öğlenin kavurucu sıcağında. Ordanda atladık otobüse uzunca bir kuyruktan sonra oturabildik nihayet.Annemle aramızda geçen akbili verdin vermedin diye uzayan atışmamıza çantasında bulan annem özür dileyerek son buldu bulmasına da Aybars'ın ben demiştim annane ben yapmadım diye konuşmalarına da yanımda oturam genç adamın işgüzar bi şekilde
-şişşştt bağırma demesiyle son buldu.
Ben aşırı korumacı agresif bir anne değilim varsa bir hata zaten ben müdahale ederim kimseye laf söyletmem ama Türk olarak nedir bu herşeye müdahaleci tavır ben anlamış değilim.Sen kimsin nesin benim çocuğuma dur sus deme hakkını buluyorsun??
Neyse sakinliğimi koruyarak gittik Feshane'ye.Otobüsten indiğim an yüzüme vuran sıcak fuar alanına girmemle gıcık ve sinir bozucu oldu.Kapalı alan kalabalık,insanlar nezaketten yoksun,havalandırmadan
yoksun ve en de kötüsü satılan gıda maddelerinin ağızları açık bir şekilde dolapta muhafaza edilmesi gerekirken o sıcakta ulu orta her önünden geçenin bir el sürmesiyle satılmayı bekliyorlardı.Aman allahım denilecek türden.Nasıl olabiliyor anlamış değilim.4 gün süren bir fuarın 3. gününe katıldım.Ne yani şimdi 3 gündür o tereyağ,peynir,et o şekilde öylece duruyor mu??İçeride havalandırma olmadığını söylemiştim.Verilen emeğe,harcanan zamana,güce,masrafa o ineğe o süte yazıktır.Nasıl izin veriliyor insan sağlığıyla bu şekilde oynanmasına??
Hele bedava dağıtılan yemek standların önümdeki izdihamı anlatmıyorum bile.
Kapalı alandan açık alana çıkıldığında ise mangal kokusu ve dumanı tüm alanı kaplamış göz gözü görmez nefes alınmaz olmuş.Çok merak ettim doğrusu porsiyonu 25 liradan satılan ve porsiyonun küçücük olduğu ve rağbet görmeyen kuzu çevirme kaç gündür standtaki yerini alıyordu???
Hijyen kurallarının burada da uygulanmadığı ama nedense insanların homini gırtlak yediğine şahit olmak gayet üzücü ve Türk olarak nedir bu görmemişlik,bu kadar mı muhtacız demekten kendimi alamadım.
Yan tarafta bulunan Feshane Lunepark'ı ise almış başını uçmuş gitmiş.Nedir o jeton fiyatlarının pahalılığı???
Sonuçta Lunepark değil mi??? Nedir bu kadar lüks olan. Neden zengin ya da fakir bir çocuk luneparkta dilediği kadar oyuncağa binemesin.4 lira olan jeton çocuklar ve büyükler için farklı fiyatlandırılmış.Şimdi nesi pahalı diyen düşünen insanlara şöyle söyleyeyim 2 çocuklu bi aile ve çocuklar en az 4-5 oyuncağa binse ve bunun yanında suyuydu şekeriydi mısırıydı desek 100 lira bile yetersiz.İnsaf yani.....
Neyse Aybars'a 1 heton alıp çarpışan arabalara binmesine izin verdim. Her ne kadar mutlu olmasada pekte sesi çıkmadı.
Motora binip eve dönerken şu dünyada benden daha mutlusu yoktu sanırım :))



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
içinden geldiği gibi...